Bu ayın etkinliği de paul gilbert. çoğu şey ekşide yazıyor uzatmadan bitireyim.
konser mekanından bahsedelim; mınıza koyım sizin bira on su dört lira olur mu lan resmen dilim damağım kurudu. neyse ki eşlik edebileceğim şarkı sayısı sınırlıydı* da sonisfiyir susuzluğu çekmedim. ses sistemi taşaklıydı onu da paul abi getirtmiş. konser mekanını övecek bi sikim yok bu yüzden.
basçı klasik basçı olabilirim ama bu kendimi gösteremeyeceğim anlamına gelmez kafasında şovcu bir abimiz. türlü türlü hareketler yaptı ama herkes paule ve diğer gitariste bakıyordu.
davulcu desen tam liseli ergen davulcusu. ne demek lan bu diyorsun anlatayım hani mtv de liseli ezik kızı alıp "hadi bebeğim grubunu kur ve lise sonu balosunda yarış" temalı program vardı ya aha işte bu davulcu, ezik kızın grubuna katılması için ezile büzüle çağırdığı yakışıklı yetenekli ergen. bok atıyorum sanılmasın tipinden bu çıkarımları yapıyorum dediğim gibi yetenekliydi ve solosunda çoşturdu.
diğer gitarist dedim kırılmasın adı tony spinner mış. crossroad daki steve vai ve kid arasındaki atışma kadar olmasa da paulle atışmaları gayet başarılıydı.
paul hayvansın. açıkçası bu konsere gitmeden önce çok dinlemişliğim yoktur. klasik virtüoz sanardım yani alıyor tek başına gitari türlü türlü hayvanlık yapıp gidiyor öyle değilmiş. yine yaptı hayvanlıklarını ha iyi de oldu ama elemanlarıyla uyum içinde, sadece enstrumental yapmadan hemde sevdiğim şarkıları coverlayarak* yaptı. şu ana kadar gitarı daha iyi çalan** kimse görmedim diyeyim de yeteri kadar övmüş olayım.
*little wing ve light my fire
** canlı izlemeyi kastediyorum mesela ben hiç canlı hendrix görmedim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder